Bu kitapta, Kızılderili büyücü şaman, Oglala Siyuları'nın kutsal adamı İri Boynuzlu Kara Geyik'in John G. Neihardt'a anlattığı ruhsal gezintileri, tecrübeleri, anıları yer alıyor
"Soylu At sürünerek içeri girdiğinde, sinirleri çok gergin olduğundan hızla atan kalbini duyabiliyordu; kalbinin hızla atması, içerideki yaşlı insanlan uyandıracaktı sanki. Ama korktuğu olmadı ve bir süre sonra sınmlan kesmeye başladı. Kestiği her sırım 'pat' diye ses çıkarıyor ve o da ölecekmiş gibi oluyordu. Ama işi de iyi gidiyordu. Kızın kalçalannm geçebileceği genişlikteki bütün smmlar kesilmişti. Sinirleri iyice gerildiği bir sırada bıçağı kaydı ve kıza saplandı. Büyük, tiz bir feryat kopardı kız...
...
0 zamanlar bunun ne kadannm bittiğini bilmiyordum. Şimdilerde, ihtiyarlık yaşımın şu yüksek tepesinden geriye dönüp baktığımda, kuru derenin eğri büğrü yamaçlarında, etrafa dağılmış, kesilip biçilmiş bir sürü çocuğu ve kadını, genç gözlerimle görmüş olduğum zamanlardaki kadar net olarak hâlâ görebilmekteyim. Ve orada, kanlı çamurlar içinde daha başka bir şeylerin de ölmüş olduğunu ve şiddetli yağan karlar altında gömülü kaldığını görebilmekteyim ben şimdi. Bir milletin rüyası can vermiş bulunuyor orada. Ama güzel bir rüyaydı o..."
Bu kitapta, Kızılderili büyücü şaman, Oglala Siyuları'nın kutsal adamı İri Boynuzlu Kara Geyik'in John G. Neihardt'a anlattığı ruhsal gezintileri, tecrübeleri, anıları yer alıyor
"Soylu At sürünerek içeri girdiğinde, sinirleri çok gergin olduğundan hızla atan kalbini duyabiliyordu; kalbinin hızla atması, içerideki yaşlı insanlan uyandıracaktı sanki. Ama korktuğu olmadı ve bir süre sonra sınmlan kesmeye başladı. Kestiği her sırım 'pat' diye ses çıkarıyor ve o da ölecekmiş gibi oluyordu. Ama işi de iyi gidiyordu. Kızın kalçalannm geçebileceği genişlikteki bütün smmlar kesilmişti. Sinirleri iyice gerildiği bir sırada bıçağı kaydı ve kıza saplandı. Büyük, tiz bir feryat kopardı kız...
...
0 zamanlar bunun ne kadannm bittiğini bilmiyordum. Şimdilerde, ihtiyarlık yaşımın şu yüksek tepesinden geriye dönüp baktığımda, kuru derenin eğri büğrü yamaçlarında, etrafa dağılmış, kesilip biçilmiş bir sürü çocuğu ve kadını, genç gözlerimle görmüş olduğum zamanlardaki kadar net olarak hâlâ görebilmekteyim. Ve orada, kanlı çamurlar içinde daha başka bir şeylerin de ölmüş olduğunu ve şiddetli yağan karlar altında gömülü kaldığını görebilmekteyim ben şimdi. Bir milletin rüyası can vermiş bulunuyor orada. Ama güzel bir rüyaydı o..."